Avlusunda su kuyusu bulunan evler vardı .
Incir, Nâr, Ayva ,Erik, Dut, Kiraz, Asma Üzüm...
Tavuk ve civciv olmazsa olmaz bir zenginlikdi bir çok evde .
Komşular ve ahbaplar vardı Birbirimizin ağzından yerdik ve her derdimizi bilirdik birbirimizin.
Misket Yakar top Ebelemece Kuka Saklambaç Kızlı erkekli oynanan Evcilik oyunları vardı. Kimin kapısında acıkırsak orada doyardı karnımız.
Sabah evden çıkar gece 10'da ismimiz çığlık atılınca eve döner , niye duymuyorsun diye ince bir fırça atılırdı , hepsi buydu.
Mis gibi hayattı kısacası herkes için. Anneler hafif , çocuklar özgürdü. Yaşıyorduk bu hayatı . Ağaçlar meyveler birer birer azaldıkça özgürlüğümüzden de çalındı sanki . Sahi ya. Nereye gitti bu kocaman hayatlar .
6 inç bir ekrana sığdı hayatlarımız . Yanyana oturduğumuz insanın gözüne bakmadan günler harcayıp oh ne güvenli bir yasam diye yuttuk bunu . Çocuklarımız adına ne büyük kayıp. Nasıl bir fakirlik bu. Tarifi yok...