olaygazetecilik @ hotmail.com

Yazımızın başlığı rahmetli Atilla İlhan’ın 'Ben Sana Mecburum' isimli şiirindeki 'Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor/İstanbul o eski İstanbul mudur?'  mısraları gibi oldu. Ancak bu konudaki meramımızı anlatacak başka da bir başlık bulamadığımızı belirtmek isteriz.
Yazımızın başlığı rahmetli Atilla İlhan’ın 'Ben Sana Mecburum' isimli şiirindeki 'Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor/İstanbul o eski İstanbul mudur?'  mısraları gibi oldu. Ancak bu konudaki meramımızı anlatacak başka da bir başlık bulamadığımızı belirtmek isteriz.

Önceki gün uzun yıllar AK Parti'de milletvekilliği dahil son derece önemli görevler yaptıktan sonra Ankara’da sade bir hayat yaşayan dostumuz, buradaki bir mesele ile ilgili bizden yardım istediğini belirtti.

Biz bu talebe hallederiz cevabını verdikten sonra, "-Sayın vekilim AK Parti 2002 yılından itibaren kesintisiz bir şekilde iktidarda. Dolayısı ile kendi partisinden olmayan başka hiç kimseye hayat hakkı tanımıyor. Bu kadar particilik olur mu?" dediğimiz anda, "-Artık senin anlatmaya çalıştığın AK Parti kalmadı. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra hem AK Parti'deki hem de Türkiye’deki parti ve particilik anlayışı kökten değişti. Daha açık bir ifade ile son 6-7 yıldır AK Parti yok, sadece Recep Tayyip Erdoğan var. İnanmıyorsan AK Parti'nin kuruluş günlerindeki kadrolarına bak. Bir de şimdi bak ne demek istediğimi çok rahat bir şekilde anlayacaksın" cevabını verdi.

AK Parti'nin kurulduğu günden beri sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın karizması ile yürüdüğü, iktidar olduğu, olduktan sonra da, iktidarda kaldığı taraflı tarafsız hemen herkes tarafından kabul ediliyor.

Böyle bir süreçte merkezinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğu bir siyasi kurumda parti kadrolarının tamamen değiştiğini kabul ettikten sonra, parti teşkilatlarının sadece Erdoğan’a yük olmaktan başka bir işe yaramadığı da parti içerisinde bile kabul ediliyor.

Bu anlattıklarımız zaten seçim sonuçlarına bakıldığında da çok net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Dikkat edilirse 2018 yılında yapılan seçimde de,  14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihinde de yapılan seçimlerde AK Parti'nin aldığı oyun, Erdoğan’ın aldığı oyun çok ama çok gerisinde kaldığı net bir şekilde görülecektir.

Bu kadar uzun bir süre iktidarda kalan bir siyasi partide değişim elbette ki kaçınılmaz. Bir taraftan geçip giden yıllar, bir taraftan dünya ile birlikte Türkiye’de değişen koşullar siyasi partileri de oradan oraya savurup duruyor.

Bu kadar değişim içerisinde yıllar yılı tek başına iktidarda bulunan bir siyasi partinin şimdi birbirine asla benzemeyen 5-6 siyasi parti ile ancak iktidarda kalmaya çalışması, bundan sonrası için de bir yol haritası olsa gerek.

Dünya aynı kalmıyor.

Türkiye aynı kalmıyor.

Dolayısı ile AK Parti'nin de aynı kalmasını hiç kimse beklemesin.

Zira değişim kaçınılmaz.