Bir zamanlar önünde kuyrukların oluştuğu ve zamanla teknolojinin gelişmesiyle işlevini yitiren ankesörlü telefonlar adeta tarih oldu. Tuzla İçmeler Meydanı'nda gövdeyi tutan demir aksamı çürüyünce ankesörlü telefon kulübesi devrildi.

Bir zamanlar önünde uzun kuyrukların oluştuğu ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte işlevini yitiren ankesörlü telefonlar artık tarihe karıştı. 1891 yılında William Gray tarafından geliştirilen ve jetonla çalışan ankesörlü telefonlar, ülkemizde 1990'lı yıllarda yaygınlaşmaya başladı. İlk olarak İstanbul gibi büyük şehirlerde konumlandırılan bu telefonlar, zamanla tüm Anadolu'da iletişimi sağladı.


Türkiye’de ilk olarak 3 Mart 1982’de kullanılmaya başlanan ve kısa sürede ülkenin tüm şehirlerinde halkın işlek olduğu cadde ve sokaklara kurulan ankesörlü telefonlar tarihe karışmaya başladı. Bir zamanlar önünde uzun kuyrukların oluştuğu ankesörlü telefonları genç nasıl kullanılacağını bile bilmiyor.
Tarihin ilk çağlarından bu yana ateş, güvercin ve çeşitli vasıtalarla sağlanan haberleşme, posta, telgraf ve telefon ile zirveye ulaştı. Cep telefonu, internet, e-mail, mesaj, WhatsApp ve benzeri anında mesajlaşma sistemleri ile ise ‘hasret’ kelimesi lügatten silinmeye başladı.