İskender Pala: “İstanbul Üzerine Edebiyatın Sözü Bitmez”

Bu video 520 kere izlenmiş.23 Ocak 2022, Pazar

Binlerce yıllık tarihinde medeniyetlere beşiklik etmiş İstanbul, köklü tarihi ve kültürel değerleriyle sanata ve edebiyata yön veren bir şehir olmuştur. Kendisi de bir edebiyatçı olan yazar Prof. Dr. İskender Pala,  edebiyata ilham olan İstanbul’a dair soruları yanıtladı.

Edebiyat eserlerine ilham olan İstanbul’dan söz edecek olursak neler söylersiniz?

İstanbul öncelikle kadim bir şehir, dolayısıyla bizim medeniyetimizden evvel, üzerine şiirler yazılan, eserler verilen ve sözler söylenen, edebiyatın ilgi alanı bir şehirdi. Buna örnek olarak Bizanslı şairlerin şiirlerinden bazıları elimize ulaşmış durumdadır.

Fetih sonrası İstanbul’un edebiyatla ilişkisine dair neler söylenebilir?

İstanbul, Müslümanların fethinden sonra bambaşka bir edebiyat dünyası haline gelmiştir. İstanbul’un zenginlikleri, güzellikleri İslam estetiğiyle bütünleştiği andan itibaren de münbit bir zemin oluşmuştur. Fetihle ilgili şiirler veya İstanbul üzerine kitaplar oluşmaya başlaması şehrin fethinden hemen sonra başlamış ve çağdan çağa bugüne kadar süre gelmiştir. Atalarımızın şehre söz, kelam, şiir ve estetik yönden nasıl yaklaştıklarını anlamak bakımından bu eserler çok önemlidir.  Söz gelimi İstanbul’u öven şehrengizler yazmışlardır. İstanbul’daki asil insanların ve eşrafın içinde yer aldığı İstanbul’la ilgili eserler kaleme almışlardır. Boğaziçi ile ilgili özellikle sahilnameler yazmışlar, Boğaziçi’ni tasvir etmişlerdir. Hemen her yüzyılda yapılan bu tasvirler arka arkaya okunduğunda İstanbul’un yüzyıllar içinde nasıl değiştiğini, topografyasının ve yerleşiminin nasıl geliştiğini görmek mümkündür.

İstanbul üzerine yazılmış edebi kitaplar dışında İstanbul’un bizzat kendisinin şiir gibi bir şehir olması onu şiirin has konularından birisi haline dönüştürmüştür. Böylece aşk, güzellik, sevinç veya keder gibi duyguların yanı sıra İstanbul da şiirin özel konuları arasında yer almıştır.

 İstanbul’un şiirlerde yer almaya başlaması kadar şiir muhitlerinin de İstanbul’da yer almaya başlaması önemlidir. Sadece edebiyatın konuşulduğu, sadece şiir sohbetinin yapıldığı, sadece İstanbul üzerine şiirlerin okunduğu, bestelendiği, şarkılar haline dönüştürüldüğü muhitlerdir bunlar. Günümüzün dernek veya kulüpleri gibi. Ve elbette bu muhitlerdeki birikim kitaplara dönüşüyordu. Bunlar el yazmaları halinde İstanbul kütüphanelerinde ve dünyanın pek çok kütüphanesinde hala mevcut.

İstanbul kendisi şiir gibidir dedik ya, gerçekten de İstanbul ile şiir, şekeri suda eritmek kadar birbirine yakışmıştır, o kadar iç içedir. Mesela Nedim diye bir şair çıkmış, “Altında mı üstünde midir cennet-i ala” demiş, “Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü bahadır” demiştir. Necip Fazıl bunu, “Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.” diyerek ifade etmiştir. Aynı şekilde Yahya Kemal’de ve Ziya Osman Saba’da örneklerini bulabilirsiniz.

Modern zamanlara gelirken İstanbul üzerine yazılanlar sadece şiir değil, düzyazıyla da kendini gösterir. Osmanlı Dönemi’ndeki pek çok gezgin, seyyah ve elçilik görevlisi kendi dillerinde pek çok kitap ve seyahatname yazmıştır. 18. yüzyılda Lale Devri dediğimiz, edebiyatın zirveye taşındığı dönemde İstanbul için kaleme alınan seyahatnamelerin hemen hepsinde dünyanın en güzel şehri olarak İstanbul gösterilir. Bir asır sonra Ziya Paşa, “Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm / Gezindim mülk-i İslam’ı bütün viraneler gördüm” derken bence haksızlık etmiştir. Zira Paşa’nın bunu söylediği yıllarda Avrupa’nın pek çok şehrinden daha güzel bir İstanbul vardı. Daha sonra İstanbul’u biz pek çok bakımdan olduğu gibi edebiyat yönünden de zemin kaybına uğrattık. Hiç şüphesiz edebiyat şehirle çok yakından alakalıdır. Ve siz şehre bakış açınızı nasıl oluşturuyorsanız edebiyat da onu söz konusu eder. Yani bu bir arz talep dengesi gibidir. Sizin şehre bakış açınız önemini yitirdiyse edebiyatta da şehir artık önemini yitirmeye başlayacaktır.

Elli sene önce İstanbul hakkında yazılan bir yazıda anlatılanlarla şimdi İstanbul hakkında yazılan bir yazıda anlatılanları kıyasladığınızda İstanbul’un hangi yüksek makam ve mertebeden nasıl sığ bir zemine indirgendiğini, edebi metinlerden takip edebilmek mümkündür. Mamafih yine de İstanbul üzerine edebiyatın sözü bitmez, edebiyat da İstanbul’suz olmaz.

 Siz eserlerinizde İstanbul’dan nasıl esinleniyorsunuz?

Benim eserlerimde İstanbul mekân ve bir arka fon olarak sıklıkla yer alır ve ben İstanbul’u önemserim. “Babilde Ölüm İstanbul’da Aşk”ta yüzyıllara göre İstanbul tasvirleri yer alır. “Katre-i Matem”i yazdığımda, İstanbul’da laleyi anlatmıştım. İstanbul’un sahip olduğu güzelliklerin dünyaya ifade edilmesi gerekiyor. Bunu roman yazarak da yapabiliriz.

İyi bir roman yazarsanız, romanı okuyan insanlar şehri merak edeceklerdir. Romanınız ister cinayet, ister polisiye, ister macera, ister aşk romanı olsun, insanlar sizin anlattığınız yerleri merak eder ve mümkünse gezmek ister.

Ben tarihi roman yazıyorum. Nedense İstanbul’un bugününe ilişkin yazmak bana pek cazip gelmiyor. Benim tanıdığım İstanbul; bilgi edindiğim, akademik olarak hakkında konuştuğum veya romanlarımda kullandığım İstanbul, hiç şüphesiz atalarımızın İstanbul’u. Hemen hemen bütün yüzyıllardaki İstanbul’un hikâyelerini yazdım. Aşkname kitabım beş ayrı yüzyıldan beş ayrı hikâyeyi ihtiva eder. Özellikle İstanbul’un her yüzyılda nasıl olduğunu bir fon olarak kullandım ki, bugün içinde yaşayan insanlar daha önce bu şehir nasılmış, içindeki estetik duygular, anlayışlar, zevkler ve heyecanlar nelermiş, görebilsin…

Okuyucum, benim romanlarımı okurken “Bundan iki yüz sene evvel, yüz sene evvel İstanbul nasılmış?” diye zihninde bir pencere açar da oradan İstanbul’a bakar ve o İstanbul’u gezerse, eminim ki bugünkü İstanbul’un zarafetten yoksun, nezaketten bihaber, medeniyetten uzağa düşmüş haline bakar da onu kabalıklarından yontmak için belki kendince bir niyete sahip olabilir, şehre bakışını değiştirir.

T.C İSTANBUL VALİLİĞİ

Etiketler:   Etiket Eklenmemiş.

Yorumlar0

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

7 + 3 = ?

Facebook Yorumları

Bunları da izleyebilirsiniz

yazılım: habersistemim