Takvimlerin değişmesine sayılı günler kala, hepimizde benzer bir his var... Bir devri kapatıp temiz bir sayfa açma arzusu. Aslında yeni bir yıla girmek, sadece rakamların değişmesi değil, zihnimizde biriken tozları silkeleme fırsatıdır.
Geçen bir yıl içinde çok şey yaşadık; bazen güldük, bazen yorulduk, bazen de "bu da geçer" diyerek sabrettik. Şimdi, tüm bu yaşanmışlıkları bir heybe gibi düşünme vakti. Bu heybenin içinden bize güç verenleri, sevgi dolu anları ve çıkardığımız dersleri alıp yolumuza devam etmeliyiz. Bize ağır gelen kırgınlıkları, "keşke"leri ve pişmanlıkları ise eski yılda bırakma cesaretini göstermeliyiz.
Unutmamak gerekir ki; heybesi fazla dolu olan, hızlı yol alamaz. Eskiyi geride bırakmak, geçmişi yok saymak değil; onun bizi yönetmesine izin vermemektir.
1 Ocak sabahı dünya aynı yerinde duracak, güneş yine aynı yerden doğacak. Ancak biz, hayata daha taze bir bakış açısıyla bakmayı seçersek asıl değişim o zaman başlayacak. Kendimize daha nazik davrandığımız, küçük mutlulukların değerini bildiğimiz ve umudu cebimizden eksik etmediğimiz bir yıl olsun.
Yüklerinizden arındığınız, hafiflemiş ve huzurlu bir yıl dilerim.
Sevgi ve sağlıcakla kalın...



